Çocuk İşçiliğini Önlemek İçin Tüm Sendikalara Çağrı
İş cinayetlerinin oldukça arttığı bir süreçten geçmekteyiz. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 1992’de, tüm dünyada çocuk işçiliğinin sona erdirilmesine yönelik programı Türkiye’de başladığında o dönemde çalışan çocuk sayısının 1,5 milyon olduğu söyleniyordu. 2013 yılı itibariyle de Türkiye’de yaklaşık 900 bin çocuğun hala kaçak olarak çalıştırıldığı bilinmektedir. Yapılan düzenlemelerle çocuk işçiliği önlenmeye çalışılsa da birçok eksik mevcuttur. 4+4+4 eğitim sistemi, çıraklık yaşının indirilmesi, davalardaki emsaller gibi pek çok nedenle çocukların çalıştırılması kaçak ya da yasal olarak mümkün hale gelmiştir.
Ahmet Yıldız da Adana’da kaçak bir işyerinde kaçak olarak çalıştırılan çocuk işçilerden yalnızca bir tanesiydi. 14 Mart 2013 günü başından ağır yaralı olarak Adana Devlet Hastanesi’ne getiren iki kişi, küçük çocuğa araba çarptığını söylemiş, hemen tedaviye alınan çocuk müdahalelere rağmen hayatını kaybetmişti. Daha sonra Ahmet’in başında ezilmeye bağlı yaralanma olduğu belirlenmiş, araştırmalar sonucu, pres makinesinde başının sıkışması nedeniyle yaralandığı tespit edilmişti.
Her ne kadar yasalar Ahmet Yıldız’ın okulda olmasını, çalışmamasını söylese de o kaçak olarak kaçak bir iş yerinde çalışmaktaydı. Kârını artırmak amacıyla çocuk işçi çalıştıran iş yeri sahibi ise olayı gizlemeye çalışmış hatta davanın ikinci duruşmasında Ahmet’in babasını şikayetinden vazgeçirmişti.
Bir İş Cinayeti Davası Daha Adaletsizce Sonuçlandı
Kısaca böyle başlayan sürecin davası karara bağlandı. Taksirle öldürme suçundan 5 yıllık hapis cezasına çarptırılan işveren Ali Koç’un cezası çeşitli nedenlerle 24 ay taksitli olarak 30.040TL para cezasına indirildi.
Bu cinayetin sorumlusu sadece işveren değildir. Cinayetin sorumlusu: gerekli düzenlemeleri ve takibi yapmayan devlet kurumları, emsal kararların çocuk çalıştırmasını önleyici değil aksine teşvik edici olmasından sorumlu olanlardır.
Çocuk İşçiliğinin Önlenmesinde Sendikalar Birlik Olmalı
Söz konusu dava kararı ve daha niceleri çocuk işçiliğinin önüne geçebilecek kararlar değildir. Önemli olan bu kararların çocuk işçiliği konusunda caydırıcı niteliğidir. Ulusal politikaların, yasaların çocuk işçiliğini önleyici şekilde düzenlenmesiyle ve dava kararlarının caydırıcı niteliği ile çocuk işçiliği önüne geçilebilecek ve daha fazla çocuğumuz iş cinayeti nedeniyle hayatını kaybetmeyecektir.
Sendikalar olarak bizler bu ve benzeri davaların takipçisi olarak baskı unsuru oluşturacak, çalışma yaşamındaki hiçbir haksızlığa sessiz kalmayacağız bu konudaki davaların takipçisi olarak ailelerin yanında, hak ve adaletin tarafında olmaya devam edeceğiz. Ancak bu şekilde baskı gücümüzü kullanarak çocuklarımızın ölmesine engel olabiliriz.