Ağır çalışma koşullarının canına tak ettiği Kumport Limanı işçileri, sağlıklı bir çalışma ortamı ve iş güvencesi için çareyi sendikalaşmakta buldular. Önce taşeronlaştırma girişimi ve baskılarla sendikalaşmayı engellemeye çalışan işveren, başaramayınca ücretleri artırma, içecek çeki ve dondurma gibi rüşvetlerle işçilerin aklını çelmeye çalıştı. Bir yandan da baskının devam ettiğini söyleyen işçiler ise kararlı: “Yasal hakkımızı kullanıyoruz, mutlaka sendikalaşacağız.”
Türkiye’de liman taşımacılığının önemli bir kısmının gerçekleştiği Ambarlı, işçilerin, deyim yerindeyse çağdışı koşullarda çalıştığı bir bölge. 1994 yılından bu yana Ambarlı Limanında faaliyet gösteren Kumport Limanı, Türkiye’nin en büyük limanlarından biri. 2008 yılında Fiba Holding tarafından satın alınan Kumport’ta, konteyner trafiğinin yüzde 13’ü gerçekleşiyor. 2011 yılı itibari ile yılda 1 milyon 700 bin konteyner taşıma kapasitesine sahip firma, önümüzdeki dönem bu rakamı 2 milyon 600 bine çıkarmayı hedefliyor.
MESLEK HASTALIKLARI VE İŞ KAZALARI
Sürekli büyüyen Kumport’ta işçilerin çalışma koşulları oldukça ağır. Başta operatörler olmak üzere uzun süre çalışan neredeyse herkes meslek hastalığı ile karşı karşıya. “İş yükümüz çok ağır, bu nedenle soluksuz çalıştırılıyoruz, birçok arkadaşımız bel ve boyun fıtığına yakalandı” diyen işçilerin iş güvenceleri de yok. Sık sık iş kazalarının yaşandığı firmada özellikle mafi operatörleri ve palamar, pabucular iş kazası yaşıyor. İşçilerin anlattıkları yaptıkları işin ne denli tehlikeli olduğunu gösteriyor: “Biz mafi denen kamyonlar kullanıyoruz sırtımıza 50 tonluk konteynerler konuyor, bu konteynerler vinç tarafından yüklenirken araçlardan inmemiz zaman kaybı olduğu için araç içinde bekliyoruz ve en ufak bir dengesizlikte araç içerisinde savruluyor tavana çarpıyoruz. Birçok arkadaşımızın beli kırıldı, ciddi sakatlanmalar oldu.”
Çalışma koşullarının ağırlığı dolayısıyla “Tazminatımızı verseler de gitsek, buradan kurtulsak” noktasına gelen Kumport Limanı işçileri, çareyi sendikalaşmakta bulmuşlar. Sendikaya üyeliklerin başlaması ile birlikte işyerindeki baskı artmış. Sendikalaşmayı engellemek isteyen işveren vekilleri ilk olarak mafi (taşıyıcı) bölümünü taşeron firmaya vermiş.
İşverenin bu hamlesi karşısında taşerona geçmeyi kabul etmeyen mafi operatörlerinin çoğu işe iade davaları açmış. “Biz çalışma koşullarımız düzelsin diye sendikaya gittik, onlar bizi taşerona sürdüler, yani daha kötü koşullarda çalışacağız. Buna karşı işe iade davaları açtık. Bu davalar kazanılmaya başlandı hakkımızı sonuna kadar arayacak ve alacağız” diyorlar. İşçilerin çoğunluğu taşeronda çalışmayı reddedince dışarıdan işin ehli olmayan şoförlerle bu bölüm kurulmaya çalışılmış. Ancak işçiler, 6 aydır düzene sokulamadığını ve iş kazalarının arttığını anlatıyor.
BASKI OLMADI, RÜŞVET VERELİM!
Taşeron hamlesi tutmayan patron, bu kez ücretlere ortalama yüzde 30 zam yaparak sendikaya girişleri durdurmak istemiş. İşveren vekilleri bununla da yetinmeyip sözde işçi temsilcileri belirlemiş. Ardından işçilere operasyon müdürü tarafından günlük dondurma dağıtılmasından aylık 40 TL’lik içecek kartı verilmesine kadar birçok uygulama ile sendika engellenmeye çalışılmış. İşçiler olup biteni şöyle özetliyor: “Bir yandan iş yükü artıyor, bir yandan dondurmaydı, içecekti bir parmak bal çalıyorlar. Yemek saatlerimizi uzattılar bir taraftan da. İş güvenliği uzmanları var, bize sözde eğitim vermeleri gerekiyor, ama bu eğitimlerde bile işveren avukatları gelip bize sendikadan bahsediyor. Şu anda işyerinde çoğumuz sendikaya üyeyiz. İşveren yeni işçi alarak bazı arkadaşları tehdit edip istifaya zorlayarak bizi engellemeye çalışıyor.”
HÜSNÜ ÖZYEĞİN’E ÇAĞRI
İşçiler Fiba Holding Patronu Hüsnü Özyeğin’e şöyle sesleniyorlar: “Biz hakkımız olmayanı istemiyoruz. Düzenli bir çalışma istiyoruz. Onca baskıya rağmen halen sabırla hareket ediyoruz. Buraya sendikanın girmesini engelleyemezler! Sayın Hüsnü Özyeğin bu durumu görmeli ve müdahale etmelidir. Biz zaten çoğunlukla sendikanın üyesiyiz, yasa dışı bir şey yaptıysak bize söylensin, yok yasal hakkımızsa neden engelleniyor?”
(İstanbul/EVRENSEL)
www.evrensel.net